Bu bozulma için bu sistemleri harakete geçiren beyin ve omuriliğin kimyasının değişmesi gerekir. Kimyadaki değişim ise sadece fiziksel bedene bağlı olmayan, aynı zamanda bilinçaltı ve ruh dünyasının da olumsuz etkilenmesi ile oluşan interaktif ve tek taraflı olmayan bir süreçtir. Vücutta ahengin bozulmasında sadece biyolojik faktörleri değil, aynı zamanda dıştan aldığı organik ve inorganik elementlerin eksikliğini de göz önünde bulundurmalıyız.
Hastayı değerlendirirken mutlaka terimsel teşhisin konduğu tarih öncesini değerlendirerek hastalığın oluşumuna zemin hazırlayan predispozan faktörleri ve ilerleyen süreçte hastalığı agreve eden (kötüleştiren) unsurları tespit etmek bizim temel prensibimizdir. (Geçmiş stres etmenleri, önemsenmeyen dış iklimsel patojenik koşullara maruziyet, genetik aktarımdaki sapmalar vb.)
Vücuttaki ısı değişiminin analizi, tedavi haritasını çizmede teşhis yaklaşımımızın bize özgü kompanentlerinden bir diğeridir. Vücudun dış belirtileri de (dil, kulak, göz irisi vb) bizim rehber donelerimizden biridir. Vücudun elektrokimyasal iletiminden faydalanarak iç organlar hakkında detaylı döküm alabileceğimiz segmenter tanı ölçüm sistemlerinden mutlaka faydalanmak gerekir.
Yoruma tabi olmayan, objektif değerlerin ortaya konması gerekir. Vücutta hissedilen acı, ağrı ve diğer şikayet – belirtiler her zaman patolojinin gerçek odağını yansıtmayabilir. Osteopatik yaklaşım içerisinde HASTALIK değil HASTA ciddiyetle irdelenerek etyopatogenezin merkezine ulaşmak değişmez önceliklerimiz içerisindedir .
Agreve edici, fıtrat ve mizaca uygun olmayan nutrisyon öğelerinin belirlenmesi ve restore edici protokollerin oluşturulması gerekir. Modern tanı ve tetkiklerde tanımlanmış aralık rençlerine bağlı kalmaksızın hastalığın subklinik vakalarının dahi gözden kaçırılmaması gerektiğine inanarak değerlendirmeyi farklı bir bakış açısı sergilenmelidir.
Bu girdiye bağlı olarak hangi sistemde dejenerasyon ve destrüksiyonun başladığı tespiti ile birlikte hücre işleyiş programındaki sapmaların kalibrasyonuna yönelik çalışma yürütülmelidir. HASTALIK tablosunu tüm kompanentleri ile görülür hale getirmek için teşhise yönelik bütün bu yaklaşımlar ancak ve ancak HASTA gerçek bir HEKİMLİK anlayış ve bilgeliğinde olan doktorun korele çalışması ile değerlendirilebildiğinde GERÇEK TEŞHİS adına rasyonel sonuçlar verebilecektir.