Beslenme Önerileri, Bitkisel Kürler, Makaleler

Fitoterapi – Kurkumin – Zerdeçal

Bitkisel tedavi diğer bir adıyla fitoterapi dediğimizde aktarlarda satılan şifalı otlardan ve bitki çaylarından tutun bitkilerden ekstre edilen aktif kimyasallara varıncaya kadar çok geniş bir kombinasyondan söz ederiz.

Bitkisel Tedaviler ya da Fitoterapi

Fitoterapi, yüzyıllardır halk tıbbında yaygın olarak kullanılır. Örneğin, digitalis (yüksükotu) bitkisi modern tıpta kalp yetmezliği ve düzensizliklerinin tedavisinde kullanılır. Digitalis ilaçları, Na/K-ATPaz enziminin pompalama fonksiyonunu baskılayarak etkilerini gösterirler.

Fitoterapi

Bitkisel Tedaviler ve Fitoterapi

Tarih boyunca, bitki kaynaklı birçok ürün ve ilaç hastalıklarının tedavisinde baskın bir rol oynamıştır.

Aspirin ve Kolşisin

Söğüt kabuğundan elde edilen aspirin, cinchona ağacının kabuğundan elde edilen sıtma ilacı kinin, Fransız leylağından elde edilen diyabet ilacı metformin, güzel avrat otunun atropini ve Akdeniz ateşinin tedavisinin olmazsa olmazı çiğdem bitkisinin özü kolşisin ve dahası burada örnek olarak verilebilir.

Dünyada ortalama her yüz kişiden 47’si kendi hastalıklarına bitkisel takviye ürünlerinden bir fayda ummaktadır.  Bu oranlar ülkelere ve kültürlere göre yüzde 30-80 arasında değişmektedir.

Neden GETAT?

İltihaplı romatizmalı bireylerde “doğal” gıda takviyesi kullanma oranı oldukça fazladır. DMARD ve steroid olmayan antiinflamatuar ajanlar (NSAID) gibi İltihaplı romatizma tedavisinde yaygın şekilde reçete edilen ana akım ilaçların istenmeyen yan etkileri nedeniyle artan sayıda hasta ağrılarını ve şikayetlerini hafifletmek için doğal ürünlere yönelmektedirler.

GETAT Nedir

GETAT Nedir?

Tıbbi bitki ürünleri, bugüne kadar, kanser ve bulaşıcı hastalıklar gibi birçok farklı hastalıkta yoğun olarak çalışılmıştır. İltihaplı romatizma hastalarının en az yarısının hayatında en az bir kez tıbbi aromatik bitkiler kullandığı kabul edilmektedir.

Cinsiyet, yaş, eğitim seviyesi ve gelir düzeyi gibi sosyo-demografik verilerinin GETAT kullanımı üzerine etkisi araştırıldığında kadın hastaların GETAT’ı erkek hastalara oranla daha sık kullandığı ve GETAT kullananların kullanmayanlardan daha genç oldukları ortaya konmuştur. Ayrıca hastalar GETAT seçiminde tedavi maliyetinin çok da önemli bir unsur olmadığını ifade etmişlerdir. Ülkemizde de GETAT kullanımının hastanın sağlık ve refah algısını nasıl etkilediğini anlamak için yapılan prevalans çalışmaları bulunmaktadır.

GETAT ile ilgili detaylı bilgi için önceki yazımız olan “GETAT Nedir?” sayfasını inceleyebilirsiniz.

İlithaplı Romatizma ve GETAT

Tuncer ve arkadaşları tarafından yapılan ve yirmi beş ilimizi kapsayan çok yararlı bir çalışmada 4,012 kişi ülke genelinde taranmış ve genel popülasyon için standartlaştırılmış Türkiye İltihaplı romatizma prevalansı yüzde 0,56 olarak hesaplanırken, en yüksek İltihaplı romatizma prevalansı yüzde 2 ile Karadeniz Bölgesinde saptanmıştır.

İltihaplı romatizma, genellikle uykuları kaçıran ağrılara neden olur, eklem tutulumları yüzünden yaşam kalitesini düşürür. Bu yüzden istatistiklerde karşımıza çıkan yüksek GETAT kullanım oranlarına şaşmamak gerekir.

Ancak İltihaplı romatizma tedavisinde şurası unutulmamalıdır ki doğal ürünler tek başına veya kombinasyon halinde ana antiromatizmal ilaçlar ile birlikte alındıklarında potansiyel terapötik ajanlar olarak hizmet edebilirler. Bununla birlikte, bu gibi kombinasyon tedavilerinin beklenmedik tehlikeli ilaç etkileşimleri açısından uygunlukları değerlendirilmeli ve olası yan etkiler çok iyi analiz edilmelidir.

Şimdi, artrit tedavisinde kullanılan ve üzerinde çok sayıda araştırma yapılan bir bitkiye yakından bir göz atalım.

Kurkumin: Curcuma Longa Linn, Namı Diğer Zerdeçal

Çin ve Hint tıbbında ve yöresel yemeklerde yüzyıllardan beri baharat, renklendirici, tatlandırıcı, kozmetik ve inflamasyon azaltıcı bir ilaç olarak kullanılagelen zerdeçal (Curcuma longa Linn; kurkumin) zencefil ailesinin sarı çiçekli nadide bir bitkisidir.

Zerdeçal macunu antik dönem insanının taze yaralarda, morluklarda ve böcek ısırmalarında kullandığı bir halk ilacıydı. Hint tıbbında suçiçeği hastalarında deride kabuk bağlamayı hızlandırıcı olarak da kullanılan kurkumin; güçlü antienflamatuar (iltihap azaltıcı) ve antiromatizmal özelliklere sahip biyoaktif bir moleküldür.

Cure Cumin

Hint safranının kuzeni olan kurkuminin, romatizmal hastalıklarda kullanımı sabah sertliği, yürüme süreleri ve eklem şişmesinde bazal seviyelere göre anlamlı iyileşmeler sağlamıştır. On iki haftalık kurkumin kullanımı eklem ağrısı çeken hastalarda ağrıya bağlı semptomları azaltırken sadece 3 aylık sürekli tedavi plaseboya kıyasla hem fiziksel performans testlerinde hem de eklem ağrı endeksinde olumlu iyileşmeler sağlamıştır. Bu yüzden bu moleküle küçük bir kelime oyunuyla cure-cumin (tedavi edici kimyon) diyenler de vardır.

Cure Cumin’in Künyesi

Turmerik köklerinden elde edilen kurkumin fitokimyasalı; bitki genetiği açısından 21 adet karbon, 20 adet hidrojen ve 6 adet oksijen atomundan oluşan hidrofobik bir polifenoldür.

Bilimsel adıyla: -1,7-bis(4-hidroksi-3-metoksifenil)-1,6-heptadien-3,5-dion.

Kimyasal formül:  C21H2006.

Kurkuminoidler

Kurkuminin kuru ağırlığının sadece %1-6’lık kısmı kurkuminoidler olarak adlandırılan kurkumin, demetoksi kurkumin, siklokurkumin ve bisdemetoksi kurkumin adlı maddelerden oluşur. Buna karşın kuru ağırlığının yaklaşık üçte ikisi karbohidrat olan kurkuminin diğer bileşenleri ise uçucu yağlar, lifler, protein ve minerallerdir.

Kurkuminin suyu sevmeyen bir molekül olması klinik açıdan önemlidir. Ağız yoluyla alınan kurkuminin biyoyararlanım oranı suda az çözünme özelliği yüzünden düşüktür. Kurkumin hakkında yapılmış binlerce akademik çalışma mevcut olsa da bu maddenin vücuda alındıktan sonra emilimi, dağılımı, metabolizması, atılımı, uygun dozu, etkinliği, toksik derecesi ve hangi hastalıklarda ne derece faydalı olduğu hala tartışmalıdır. Kesin olan ise mutfaklarımızdan ve ecza dolaplarımızdan eksik olmayan bu bitki türevinin folklorik tıbbın vazgeçilmezleri arasında olmasıdır.

Hayvan Deneyleri

2015 yılında yapılan Sprague Dawley sıçan artrit deneyi kurkuminin artrit tedavisinde metotreksat kadar etkili olduğunu göstermiştir. Metotreksat romatizmada DNA üzerinden inflamasyonu kontrol etmeye çalışan bir DMARD’dır. Hastalığı modifiye edici grubun en önemli ilacıdır.

Direkt damar içi kurkumin enjeksiyonu yapılan romatizmalı sıçanlar, histopatoloji skorlarında iyileşme gösterirken aynı zamanda kontrol grubuyla kıyaslandığında serum ve sinoviyal sıvıda TNF-α ve IL-1β gibi proinflamatuar sitokin düzeylerinde de azalma göstermiştir. Kurkumin sadece TNF-α ve IL-1β yolağını inhibe etmekle kalmaz, NFkB aktivitesini de inhibe eder, bu da proinflamatuar sitokinlerde azalmaya yol açarken diğer yandan TNF-α kaynaklı monositlerin endotel hücrelerine yapışmasını önlemektedir.

Kurkumin ayrıca, siklooksijenaz (COX-2) ve lipoksijenaz (LOX) enzimlerini regüle etmektedir. Ayrıca MMP9 ve MMP13 de dahil olmak üzere hücre matriks yıkımında rol alan çeşitli proinflamatuar proteinazların baskılanmasına neden olmaktadır.

Ancak, kurkumin, filogenetik açıdan akrabası olan zencefilin aksine, COX-1 aktivitesini modüle etmemektedir. Buradan hareketle, kurkuminin yaklaşık günlük 1 g’lık dozlarının analjezik ajanlar ile benzer etkilere sahip olabileceğini ve plasebo grubuyla karşılaştırıldığında eklem fonksiyonunu iyileştirebileceği gösterilmiştir.

2019 yılında 65 adet RA hastasının katıldığı başka bir çalışmada ise günlük 40 mg kurkumin tedavisi alanların klinik tablosunda, plasebo grubuna oranla anlamlı bir iyileşme gözlenmemiştir. Kurkuminin alerjik reaksiyonları önleyebileceği de bilinmektedir.

GETAT uygulayıcılarının ve gıda endüstrisinin ilgisi son yıllarda bu fitoterapi ajanına yönelse de hormetik bir ajan olarak kabul edilen kurkuminin doz tepkisi hala tartışmalıdır. Bu nedenle kurkuminin ve benzeri bitki türevlerinin antiromatizmal, antimikrobiyal, antioksidant, antiaterosklerotik ve antiproliferatif etkileri ile bunların genler ve bağırsak bakterileri arasındaki etkileşimin bütün detaylarıyla masaya yatırılması biyoloji, halk sağlığı, toksikoloji ve tıp dünyasının güncel araştırma konuları arasında yer alır.

Karabiberim

Kurkuminin etkinliğini arttırmak için karabiberin etken maddesi piperin ile birlikte kullanılması tavsiye edilse de durum her zaman böyle değildir. İtalyan Ulusal Sağlık Enstitüsü kurkuminin bilinçsiz kullanımının ciddi karaciğer hastalıklarından sorumlu olduğunu göstermiştir: Tek başına kurkumin veya yanında karabiber takviyesi kullananlar arasında 19 kişide kolestatik hepatit vakası bildirilmiştir.

Alzheimer

Kurkumin, sadece romatizmal hastalıklarda değil nörodejeneratif hastalıkların kökeninde yer alan kronik nöroinflamasyon tedavisinde de kullanılması düşünülen bir destek ajanıdır. Yaşlanan dünyamızda Alzheimer ve Parkinson hastalıklarının önlenmesi ve tedavisi bağlamında, bitkilerden elde edilen doğal ürünlere gösterilen ilgi artmaktadır. Çünkü kurkumin gibi fitokimyasalların sinir sistemini koruyucu etkisi deneysel çalışmalarla gösterilmiştir.

Şöyle ki nöroinflamasyonda heme oksijenaz-1 (HO-1), ısı şok proteini (Hsp70) ve sirtuin (Sirt1) moleküllerinden oluşan vitagen sistemi baskılanmış haldedir. NF-E2-İlintili Faktör 2 (Nrf2) de baskılanmış haldedir. Uyarılmış NFkB, inflamasyon sürecini başlatmış, bu arada Toll-benzeri reseptör (TLR4) etkisiyle asıl inflamasyonu sürdürecek olan IL, TNF ve COX2 oyuncuları sahaya sürülmüştür. Şimdi bu ortama tedavi amaçlı kurkumin verdiğimizi düşünelim: Kurkumin, baskılanmış vitagen sisteminin yeniden aktifleştirir; NFkB’ye dur der ve Nrf2 üzerindeki baskıyı kaldırarak onu aktifleştirir. Sonuç alevlenmeye başlayan yangın söndürülmüş yani aşırı inflamasyon durdurulmuştur.

Vintagen Sistemi

Bunların yanında artrit tedavisinde sık kullanılan gıda takviyelerinden olan ve üzüm çekirdeğinden elde edilen resveratrolün (RES) Nrf2’yi aktive ettiğini burada hatırlayalım. Nrf2’nin HO1’i aktive ettiği de gözden kaçmamalıdır. Yine artrit hastalarına tavsiye edilen oruç ve kalori kısıtlamasının yukarıda adı geçen sirtuinleri aktifleştirdiği yani vintagen sistemini canlandırdığı bilinmektedir. Sirtuinler son yıllarda ömrü uzattığı ve yaşlanmayı yavaşlattığı düşünülen popüler proteinler arasındadır. Bu nedenle Nrf2’ye bağlı yeni antiinflamatuar ilaçların keşfi artrit gibi inflamatuar hastalıkların tedavisi için bir dönüm noktası olabilir.

 

Randevu Talep Edin

Randevu talebinde bulunmak için lütfen iletişim formumuzu doldurunuz. Klinik Kurum Danışmanımız, size en kısa sürede geri bildirimde bulunacaktır.

İlgili Yazılar