Beslenme Önerileri, Öneri Köşesi

İltihap Kurutucu Bir Sos

İltihap Kurutucu Sos’a Giriş

İltihap Kurutucu diyetler son günlerin popüler konularındandır. İSTER iltihaplı romatizma, ister diyabet, isterse hipertansiyon hastası veya sağlıklı bir birey olalım, gıdaların tedavi edici, düzenleyici ve koruyucu etkileri ile bilinçli farkındalık oluşturarak sağlığımıza katkı sunmak mümkündür.

Zaten son yıllarda fitoterepi, fonksiyonel gıdalar ve genetik alt yapıya uygun beslenme konuları bir hayli revaçtadır. 

Yaşadığımız çağda her türlü sorunlu gıda soframıza kadar çok rahat gelebilir. Katkı maddeli ve içinde olanla ambalajda olan arasında dağlar kadar farkın olduğu bir tüketim piyasası var karşımızda.

Beslenme ve gıda konusunda her zamankinden daha fazla seçici olmak ve beslenme protokollerini akıllıca yönetmek her bireyin artık bilmesi gereken temel konulardan biridir.

Gıdalardaki anti-inflamatuar özellik çok iyi bilinmeli ve uygulanmalıdır. Her öğünde anti inflamatuar gıda bulunmalı veya sos olarak gıdalara eklenmelidir.

Halk arasında iltihap kurutucu olarak kullanılan zencefil, sığırdili bitkisi ve kekik gibi bitkiler koskoca bir yangını nasıl söndürüyorlar dersiniz? 

İltihap Kurutucu sos

iltihap kurutucu sos

İltihap Kurutucu mekanizma ve yangının kökeni

Sosa geçmeden, bu anlaşılmaz gibi görünen inflamasyon kelimesine bakalım.

Flamma kelimesi alevlenmek, yanmak, coşmak ve tutkuyla ateşe vermek anlamına geliyor. Sözlüğe şöyle bir göz gezdirirsek inflame kelimesinin ateşle ilgili bir şey olduğunun hemen ayırdına varılır: Tutulan politik bir hareketin, ateşli romantik duyguların, topuğa vuran bir ayakkabının hissettirdiği sıcak acıyı düşünün veya şöminede tutuşturulmuş bir odun ateşi hepsi bize hemen bu sözcüğü hatırlatır. Hint ve Doğu tıbbındaki “Yin Yang” daki Yang işte bu ateştir.

Ying Yang

iltihaplı romatizma ateş ve su

Normal şartlar altında inflamasyon iyi bir şeydir, gereklidir ve bağışıklık sisteminin mükemmel çalıştığını gösterir. Anti-inflamatuar mekanizmalar olayları kontrol altında tutar.

Yerinde ve dozunda bir inflamasyon tıpkı bir uzay gemisinin kalkanları gibi dışarıdan ve içeriden gelen her türlü tehlikeye karşı zayıf bedeni korur.  Ellerinde yalın kılıçlarla dolaşım sisteminin uç beyleri olan akyuvarlar, kanda daima hazır kıta tetikte bekleyen adına monosit dediğimiz savaşçı hücreler, bir bakteri bulsam da mideye indirsem diye gözünü dört açmış makrofajlar ve daha onlarca savunma hücresi organizmayı tehlikelerden korumak için büyük bir savaşım verir. Burada amaç nedir? Homeostasis denilen hücre, doku ve sistemlerimizdeki olağanüstü iç dengeyi muhafaza etmektir. 

Eskiden bilim insanları hücreyi küçük bir fabrikaya benzetirlerdi: Canlı minik bir fabrika. Zaten Arapça huceyre kelimesi de odacık anlamına geliyor. Her bir hücrenin evimizdeki kombi sisteminde olduğu gibi sıcaklık ayarının yapılması gerekir. Ayrıca asit baz dengesi sağlanmalı ve uygun nem oranına sahip olması gerekir. Yoksa hücre çölde kavrulan bir yaprak gibi kurur ya da nem içinde baygınlık geçirir. Bunlar da kâfi gelmez. Bu küçücük hücrelerin düşmanlardan ve zararlı bakterilerden arındırılmış güvenli bir ortama, besin ve su başta olmak üzere çok çeşitli gıdalara ihtiyacı da vardır. İşte bizler lahmacun yerken, yolda yürürken ve yatağımızda uyurken hücrelerimiz içteki ve dıştaki koşullara uyum sağlamak için sürekli ayar yaparlar. Bu yüzden geğiririz, gaz çıkarırız, yatakta sağa sola döneriz, üşüyen ayağımızı yorganın altına otomatik çekeriz.

iltihaplanma ve İltihap Kurutucu

İinflamatuar ve Sitokin Fırtınası

Bu ayar mekanizmasından savunma sistemi de nasibini alır. Bağışıklık sisteminin askerleri, ikiyüzlü ve saldırgan tiplerden hiç haz etmezler. En çok onlara gıcık olurlar… Plajdaki cankurtaranlar gibi her an tetikte ve her an göreve hazır durumda bekleyen bağışıklık sistemi elemanları, kıyıya vuran tsunami dalgalarına benzetebileceğimiz aşırı iltihaplanmalar (Örnek: COVİD ile gündeme gelen sitokin fırtınası) sonucunda feleğini şaşırır.

Hücrelerde ne ayar kalır ne de mayar.

Bir sitokin fırtınası

COVİD için konuşursak katil virüs değil, bağışıklık tepkisidir. (Covid ve Sitokin Fırtınası yazımız)

Bağışıklık hücreleri, bir virüsün mevcut olduğu bağışıklık sisteminin geri kalanını uyaran sitokin adı verilen proteinleri serbest bırakır. İltihap kurutucu anti TNF gibi ilaçlar bu sitokinler üzerinden etki gösterirler.

Mevcut COVİD pandemisi, sadece herkesi riske atan yeni bir virüsün neden olduğu değil, aynı zamanda doğuştan gelen bağışıklık tepkilerinin çeşitliliğinin çeşitli ve öngörülemez olması nedeniyle benzersizdir. Bazılarında öldürmek için yeterince güçlüdür. Diğerlerinde nispeten hafiftir. COVİD gündemimize yeniden iltihap (inflamasyon) kelimesini soktu.

Bağışıklık sisteminden gelen aşırı tepki, bir enfeksiyonla savaşan bir kişiyi nasıl tehlikeye atabilir.

Kronik hastalıklar inflamasyondan kaynaklanır: Romatizma, ankilozan spondilit, lupus, diyabet, hipertansiyon…

Kemokin adı verilen iltihaplanmayı tetikleyen proteinlerden bazıları, mikrop yiyen nötrofiller gibi diğer bağışıklık hücrelerini, önce gelebilecekleri ve patojeni sindirebilecekleri enfeksiyon sahasında toplanmak için uyarır.

Diğerleri sitokinler – interlökin 1b, interlökin 6 ve tümör nekroz faktörü – kan damarlarından enfekte dokuya nötrofiller yönlendirir. Bu sitokinler kalp atışını artırabilir, vücut sıcaklığını yükseltebilir, patojeni yakalayan kan pıhtılarını tetikleyebilir ve beyindeki nöronları vücut sıcaklığını, ateşi, kilo kaybını ve virüsü öldürmek için evrimleşen diğer fizyolojik tepkileri modüle etmeye teşvik edebilir.

Bu aynı sitokinlerin üretimi kontrol edilmediğinde, immünologlar durumu “sitokin fırtınası” olarak tanımlarlar. Bir sitokin fırtınası sırasında, kan damarları daha da genişler (vazolidasyon), düşük kan basıncına ve yaygın kan damarı hasarına yol açar. Fırtına, akciğerlere girmek için bir beyaz kan hücresi selini tetikler, bu da virüs bulaşmış hücreleri hedefleyen ve öldüren daha fazla bağışıklık hücresini çağırır. Bu savaşın sonucu bir sıvı ve ölü hücre güveç ve müteakip organ yetmezliğidir.

Sitokin fırtınası, konakçı için yıkıcı sonuçları olan COVID-19 patolojisinin merkezidir.

Hücreler enflamatuar yanıtı sona erdirmediğinde, sitokinlerin üretimi makrofajları hiperaktif hale getirir. Hiperaktif makrofajlar kemik iliğindeki kök hücreleri yok eder, bu da anemiye yol açar. İnterlökin 1b’nin yükseltilmesi ateş ve organ yetmezliğine neden olur. Aşırı tümör nekroz faktörü, kan damarlarını kaplayan ve pıhtılaşan hücrelerin büyük ölümüne neden olur. Bir noktada fırtına durdurulamaz ve geri döndürülemez hale gelir.

Sitokin fırtınasını kıran ilaçlar

COVID tedavisinin arkasındaki bir strateji kısmen “sitokin fırtınası” nın kısır döngüsünü kırmaya dayanmaktadır. Bu, IL6 gibi fırtınanın birincil aracılarını veya vücudun tüm hücrelerinde bulunan reseptörünü bloke etmek için antikorlar kullanılarak yapılabilir.

Tümör nekroz faktörünün inhibisyonu, Remicade veya Humira gibi FDA onaylı antikor ilaçlarıyla veya tümör nekroz faktörüne bağlanan ve enflamasyonu tetiklemesini önleyen Enbrel (başlangıçta Bruce Beutler tarafından geliştirilen) gibi çözünür bir reseptör ile elde edilebilir. Tümör nekroz faktörü inhibitörleri için küresel pazar US $ 22 milyar olan .

Çeşitli sitokinleri bloke eden ilaçlar, COVID-19’daki ölümcül spirali durdurmada etkili olup olmadıklarını test etmek için klinik çalışmalardadır.

İltihap Kurutucu

Mevsim Sebze ve Meyveleri

Mevsim sebzeleri ile hazırlanmış salata veya yemeklerimize kullanmak üzere iltihap azaltıcı bir sos: Anti-inflamatuar tatlar

Küçük dokunuşlarla diyetinizin anti-inflamatuar etkinliğini artırmak çok kolay. Hazırladığınız sos ile salatayı süsleyerek harika etkiler oluşturabilirsiniz.

  • 2 Diş Sarımsak
  • 1 Yemek Kaşığı Öğütülmüş Kekik
  • 1 Bardak Sızma Zeytinyağı
  • ½ Bardak Taze Limon Suyu

Afiyet Olsun!

SON SÖZ

Ey sıhhat, hastalıklar olmasaydı sen neye benzerdin?

Related Posts