Romatizma Hakkında
İltihaplı romatizma patofizyolojisinde genetik, epigenetik, cinsiyet, beslenme, makro ve mikro çevre ile yaşam tarzı ve bireysel tercihler gibi çeşitli faktörler önemli katkıda bulunur. Genetik faktörler riskin %50-60’ını oluştururken, geri kalan risklere enfeksiyon hastalıkları, tütün kullanımı ve bağırsak bakterileri gibi değiştirilebilir ve müdahale edilebilir birçok etken eklenebilir.
Ülkemizde iltihaplı romatizma prevalansı erkeklerde %0,56, kadınlarda %0,89’dur.
Kronik, inflamatuar ve otoimmün bir hastalık olan tanımlanagelen iltihaplı romatizma, kadınlarda erkeklere kıyasla iki kat daha sık görülür. Kadınlar ve erkekler üç ana biyolojik noktada farklılık gösterir: hücre başına düşen X kromozomu sayısı, mevcut seks hormonlarının türü ve miktarları ile hamile kalma yeteneği. Bunların her birinin immünolojik sonuçları vardır.
Halsizlik, Uykusuzluk ve Eklemlerde Görülen Ağrılar
İltihaplı romatizma, çoğu kez romatoid faktörü ve sitrüline edilmiş proteinlere karşı gelişen otoantikorların etkisiyle eklemlerde meydana gelen lokal ve sistemik inflamasyon ile karakterize edilir. Halsizlik, uykusuzluk ve eklemlerde görülen ağrılar en sık görülen 3 şikayettir. Artritin özellikle kronik bir durum olması kişinin fiziksel ve psikolojik sağlığı üzerinde büyük bir etki oluşturur ve yaşam kalitesini bozar. Dünya nüfusunun ortalama %0,5-1’lik bir dilimimi etkileyen iltihaplı romatizma öncelikle el ve ayak eklemlerini tutsa da kalp ve akciğer dokusu gibi sekonder organlarda da hasarlara neden olabilir. Genel topluma göre iltihaplı romatizmalı bireylerin kalp krizi geçirme riski fazladır. Bu yüzden bu önemli nokta ihmal edilmemelidir.
İltihaplı romatizma sadece günümüzün değil geçmişin de hastalığıdır. Antik Mısır papirüslerinde ve Hipokrat devrinde gayet iyi bilinen iltihaplı romatizma tedavi edilmeye çalışılan bir hastalıktı. O dönemdeki yaygın bir inanış olan dört sıvı teorisine göre, kan, balgam ve safra nehirlerinin vücut içindeki akışındaki dengesizlikler neticesinde gut ve artrit ortaya çıkıyordu. Romatizmanın İngilizce karşılığı olan rheumatoid, akış, nehir ve sıvı anlamlarına gelen –rheum kökünden gelmektedir.
2040 yılında 18 yaş ve üstü 78 milyon Amerikan vatandaşına yeni iltihaplı romatizma teşhisi konulacağı tahmin edilmektedir ki bu rakam Amerikan toplumunun %26’sına denk gelmektedir.
Bu yüzden iltihaplı romatizma’ya yol açan ve şu an net bir şekilde ortaya konulamayan nedenlerin gün yüzüne çıkarılması, ardından da bir an evvel etkili tedavi protokollerinin daha da geliştirilmesi gerekmektedir.
Yaşam Kalitelerinde İyileşme
Son 20 yılda hastalığın patofizyolojisi ve patogenetiğinin daha iyi anlaşılması ve biyolojik ve bitkisel ilaç tedavilerinin keşfedilmesiyle hastaların yaşam kalitelerinde bir derece iyileşme sağlanmıştır. iltihaplı romatizma patogenezindeki çok değişken mekanizmaların nasıl birbirleri ile etkileştiğinin anlaşılması, tedavinin kişiselleştirilmesini sağlayacak ve mevcut deneme-yanılma algoritmalarının dışında daha etkin alternatif yollar bulunmasının önünü açacaktır.
İltihaplı Romatizma da Tamamlayıcı Tıp Uygulamalarına Bir Bakış
İltihaplı romatizma-romatoid artrit (kısaca; RA) gibi birçok kronik hastalıkta çok çeşitli tedavi seçenekleri mevcuttur.
GETAT, CAM ve ICHA gibi farklı isimler altında olsa da hastaların tamamlayıcı destek tedavilerine ilgisi çok yüksektir. Dünyanın hemen her yerinde çok geniş bir faaliyet alanı olan CAM, RA ve kanser başta olmak üzere birçok hastalıkta sıklıkla kullanılmaktadır. Dünyada halen ortalama her yüz kişiden biri iltihaplı romatizma hastasıdır. Yapılan çalışmalarda ayaktan tedavi edilen romatoloji hastalarının yarıdan fazlası ağrılarını dindirmek için GETAT yöntemlerini başvurduklarını ve GETAT ilaçlarını kullandıklarını söylemiştir. İngiltere’de artrit hastaları arasında yaşam boyu GETAT kullanımı yaygınlığı %38 iken Amerika Birleşik Devletleri’nde romatoid artrit hastaları arasında GETAT kullanımının prevalansının %28 ila %90 arasında olduğu tahmin edilmektedir.
İltihaplı Romatizma ve Kronik Ağrı
Romatizmalı hastaların şikayetlerinin en başında çok boyutlu bir yapısı olan kronik ağrı gelmektedir. Öyle ki bu kronik ağrı, GETAT kullanımının en önemli öncü göstergesidir. Kronik ağrı tedavilerinde önemli ilerlemeler kaydedilmiş olmasına rağmen, modern teknikler ve biyoilaçlar birçok insan için hala yetersiz kalmaktadır. Yapılan bir çalışmada yetişkinlerin yaklaşık %33’ünün ve çocukların da %12’sinin kronik ağrı tedavisinde GETAT’tan faydalandığı tespit edilmiştir.
GETAT’ın Romatizmal Hastalıklarda Uygulanması
GETAT’ın romatizmal hastalıklarda yaygın şekilde kullanılması şaşırtıcı değildir. Modern tıbbın kronik hastalıkların tedavisinde başarısız kalabildiği durumlara romatizmal ağrıların oluşturduğu stres, kaygı ve gündelik yaşamda hareket sınırlayıcı koşullar eklenince hastalar ister istemez tamamlayıcı tıp arayışlarına yönelmektedir. Artritin kronik, sistemik ve otoimmün bir hastalık olması işleri daha da karmaşık hale sokmaktadır. Elimizde DMARD gibi ilaçlar olmasına rağmen pratik uygulamada karşımıza istenmeyen yan etkiler bazen de hayata kasteden ciddi tablolar çıkabilmektedir. Sonuçta da hastalar çevresel faktörler dediğimiz diyet, egzersiz ve bitkisel katkı maddelerine yönelmektedir. DMARD tedavilerinde bilinen en büyük sorun ilaçların etkisizliğidir. Etkisizlik oranı %50’lere kadar çıkabilmektedir. Hastalar fiziksel ve duygusal güç sağlamak için alternatif yollara yönelmekte ve çok fazla sayıdaki tamamlayıcı tıp hizmetlerinden yararlanmaktadırlar.
İltihaplı Romatizma Tedavisinde GETAT Uygulamaları
GETAT uygulamaları için şu anda altın bir kural ve standart olmadığı için ehliyetsiz ellerde kötü sonuçlarla karşılaşabilme ihtimali göz ardı edilmemelidir. GETAT uygulamalarını bütünüyle reddetmek doğru değildir. Artık günümüzde kanıtlanmış bilimsel GETAT uygulamaları romatizmal hastalıkların tedavisinde destekleyici tedaviler olarak rağbet görmektedir. Yoksa son zamanlarda ABD’de olduğu gibi ana biyomedikal tedavi uygulayıcıları ile tamamlayıcı tıp taraftarları arasında süregelen paralel varoluş tartışmaları hiç bitmeyecektir. Paralel gerilimden ziyade ortaklığa ve iş birliğine geçiş politikalarının (parallel to partnership) hastaların yararına olacağı bildirilmektedir. Uzun direnmeler sonrasında Amerikan Romatoloji Koleji (ACR), GETAT tedavilerinin hastalar arasında çok yaygın olarak kullanıldığını onaylamıştır. Romatolog üyelerinden GETAT konularını hastalarıyla rahatlıkla konuşabilecek düzeyde bilgi ve tecrübelerini artırmaları istemiştir. Üstelik ACR, romatologlara gerektiğinde kendi biyomedikal tedavileriyle, etkinliği ve güvenirliği kanıtlanmış GETAT tedavilerini birlikte kullanmalarını tavsiye etmiştir.
- Literatür TIKLA www.turkiyeklinikleri.com