Bir önceki yazımızda çin tuzu ile ilgili ilk yazımızı sizlerle paylaşmıştık. Bu yazımızda ise insanların neden çin tuzuna mesafeli olduklarını sizlerle paylaşacağız. Glutamat santral sinir sisteminin ana uyarıcı nörotransmitteridir.
Glutamat ve Uyarılan Sinir Hücreleri
Glutamik asit, beyinde bir nörotransmiter olarak işlev görür. Uyarıcı bir nörotransmiterdir, yani sinyali iletmek için sinir hücrelerini uyarır. Ancak insanlar MSG’nin beyinde aşırı glutamata ve sinir hücrelerinin aşırı uyarılmasına yol açtığını söylüyorlar. Bu nedenle MSG, bir eksitotoksindir.
Glutamat, Beyin Gelişimi, Çin Tuzu
Bilimsel çalışmalarda şu tarz cümleleri sık görürsünüz:
“Glutamat, öğrenme, bellek ve algı gibi birçok bilişsel fonksiyonlarda görev alır. Glutamat beyin gelişiminde, sinir hücrelerinin farklılaşmasında ve akson oluşumunda önemli görev almaktadır. Glutamat birçok nörodejeneratif hastalıkta görülen eksitotoksisite ile ilişkilendirilmektedir. Şizofreni patogenezinde glutamat disfonksiyonun katkısı olduğunu düşündüren birçok kanıt bulunmaktadır.”
Wikipedia’ya göre eksitotoksisite, sinir hücrelerinin hasara veya ölümüne neden olan glutamat, AMPA ya da gibi nörotransmitterlerin patolojik olarak yüksek hale gelmesidir. Bu durum reseptörlerin aşırı uyarılmasına neden olur. Örneğin , NMDA reseptörü veya AMPA reseptörü gibi glutamat reseptörleri aşırı uyarıcı nörotransmiter glutamat seviyeleriyle karşılaştığında, önemli nöronal hasar meydana gelebilir. Fazla glutamat, yüksek seviyelerde kalsiyum iyonlarını (Ca2+ ) hücreye sokar. Uyarılan enzimler hücre iskeleti, zarı ve DNA bileşenleri gibi hücre yapılarına zarar vermeye devam eder. Eksitotoksisite, omurilik yaralanması, felç, travmatik beyin hasarı, işitme kaybı, multipl skleroz, Alzheimer hastalığı, amiyotrofik lateral skleroz (ALS) gibi merkezi sinir sisteminin nörodejeneratif hastalıklarında rol oynayabilir.
Glutamat Aktivitesi
MSG korkusu, yeni doğan farelere yüksek dozlarda MSG enjekte etmenin zararlı nörolojik etkilere neden olduğunu gösteren bir çalışmada, 1969 yılına kadar uzanıyor. (Güvenilir Kaynak) O zamandan beri, Russell Blaylock’un “Eksitotoksinler: Öldüren Lezzet” gibi kitaplar bu MSG korkusunu canlı tuttu.
Yani her şey 1970’ lerde başladı. MSG’nin 1907’deki keşfinden 1960’lara kadar 60-70 yıl tartışmalara konu olmadan afiyetle tüketildi.
Beyninizdeki artan glutamat aktivitesinin zarar verebileceği ve yüksek dozlarda MSG’nin kandaki glutamat seviyelerini yükseltebileceği doğru. Bir çalışmada, bir megadoz MSG, kan seviyelerini % 556 artırdı (Güvenilir Kaynak). Bununla birlikte, büyük miktarlarda kan-beyin bariyerini geçemeyeceğinden, diyet glutamatının beyniniz üzerinde çok az etkisi olmalı veya hiç olmamalıdır (Güvenilir Kaynak). Genel olarak, MSG’nin normal miktarlarda tüketildiğinde bir eksitotoksin gibi davrandığına dair ikna edici fazla kanıt yoktur.
Bazı İnsanlar Daha Hassas Olabilir
İnsanlar endişelenmekte haksız sayılmazlar. Bazı Çin yemeklerinde kullanılmasının yanı sıra MSG, sandviç, salam, sucuk ve patates cipsi gibi birçok işlenmiş gıdaya eklenir. Bazı insanlar MSG tüketmekten olumsuz etkiler yaşayabilir. Bu duruma Çin restoranı sendromu veya MSG semptomu denir.
Bir çalışmada, kendiliğinden MSG duyarlılığı olan kişiler ya 5 gram MSG ya da bir plasebo tüketmişlerdir- plasebo ile %24,6’ya kıyasla %36,1 MSG ile reaksiyon bildirmiştir (Kaynak). Semptomlar baş ağrısı, kas gerginliği, uyuşma, karıncalanma, halsizlik ve cilt kızarıklığı içeriyordu. Belirtiler göz ardı edilemez. Baş ağrısı olduğunu söyleyen birine aslında baş ağrısının olmadığını asla söyleyemeyiz. Bir de bu yan etkiler kısa süreli etkilerdir. Uzun vadeli hücre dejenerasyonu hakkında detaylı araştırmalar yapılmalıdır ki hücrelerde neler oluyor anlayabilelim.
Semptomlara neden olan eşik doz, öğün başına yaklaşık 3 gram gibi görünmektedir. Bununla birlikte, 3 gramın çok yüksek bir doz olduğunu unutmayın – ABD’deki ortalama günlük alımın yaklaşık altı katı (Güvenilir Kaynak, Güvenilir Kaynak).
Bunun neden olduğu belli değil ancak bazı araştırmacılar, bu kadar yüksek dozlarda MSG’nin eser miktarda glutamik asidin kan-beyin bariyerini geçmesine ve nöronlarla etkileşime girerek beyin şişmesine ve yaralanmasına yol açtığını düşünüyor. (Güvenilir Kaynak)
Bazıları da MSG’nin duyarlı kişilerde astım ataklarına da neden olduğunu iddia ediyor. 32 kişilik bir çalışmada, katılımcıların %40’ı yüksek dozlarda MSG ile astım krizi geçirdi (Güvenilir Kaynak). Astım krizi aslında bir tür alerji zeminine oturmuş bir hastalıktır. Yani bir tür alerjidir. MSG nin alerjik alt yapıyı harekete geçirmesi muhtemeldir. Bu durum diğer iltihabi hastalıkların da aktivasyon mekanizmasında tetikleyici rol oynayabilir.
PROTEİNLİ TUZUN Lezzet, Kalori Alımına Etkisi ve Glutamat
Sodyum, vücuttaki iyon ve su homeostazını düzenlediği için herhangi bir memelinin sağlığında kritik bir rol oynar. Ve tabi ki, sodyumun tat işaretçisi “tuzlu” dur. Tuzluluğun büyük miktarlarda değil, küçük miktarlarda tadını çıkarması, vücuttaki rolüyle ilgili olabilir. Aynı anda çok fazla rafine tuz yemek tehlikeli olabilir, bu nedenle vücudumuz aşırı yüksek tuzlu solüsyonları reddederek yanıt verir.
MSG’nin umami aroması, dilinizde ve sindirim sisteminizde bulunan reseptörleri uyararak iştahı düzenleyen hormonların salınmasını tetikleyebilir (Güvenilir Kaynak, Güvenilir Kaynak, Güvenilir Kaynak).
Bununla birlikte, diğer çalışmalar MSG’nin kalori alımını azaltmak yerine artırdığını göstermektedir (Güvenilir Kaynak).
Bu nedenle, kendinizi tok hissetmenize yardımcı olması için MSG’ye güvenmemek en iyisidir. ÖZETLE, bazı araştırmalar MSG’nin kalori alımınızı azaltabileceğini öne sürerken, diğerleri alımı artırdığını iddia ediyor.
Amerikan Deneysel Biyoloji Derneği Federasyonu’ndan (FASEB) raporu, 3 gram veya daha fazla MSG tüketen bazı hassas kişilerde ortaya çıkabilecek baş ağrısı, uyuşma, kızarma, karıncalanma, çarpıntı ve uyuşukluk gibi bazı semptomları tanımladı. Bunların her birisi tüketime devam edildiği takdirde ciddi rahatsızlıklara zemin hazırlayabilir.
Çin Tuzu ‘nun, Obezite ve Metabolizmaya Etkisi
Yağ dokusu, aşırı beslenmeye bağışıklık tepkisi oluşturarak yanıt verir. Yağ dokusu sadece fazla besinlerin depolanmasında önemli bir role sahip olmakla kalmaz, aynı zamanda besin durumunu da algılar ve enerji mobilizasyonunu düzenler. Genel olarak pozitif bir enerji dengesi, aşırı beslenme ile ilişkilidir ve adipositlerde aşırı yağ birikimine yol açar. Bu hücreler, uzun vadede uyumsuz olmalarına rağmen, başlangıçta obezitenin yağ dokusu üzerindeki streslere fizyolojik bir yanıt olabilen bir enflamatuar yanıt başlatarak yanıt verir.
Hayvan çalışmalarında, sıçanların ve farelerin beyinlerine yüksek dozda MSG enjekte etmek, onların obez olmalarına neden oldu (Güvenilir Kaynak, Güvenilir Kaynak). Birkaç insan çalışması MSG tüketimini kilo alımı ve obezite ile ilişkilendirdi. Çin’de, artan MSG alımı, kilo alımıyla ilişkilendirilmiştir. Ortalama alım miktarı günde 0.33-2.2 gram arasında değişmektedir (Güvenilir Kaynak, Güvenilir Kaynak). Bununla birlikte, Vietnamlı yetişkinlerde, günde ortalama 2,2 gram alım, aşırı kilolu olmakla ilişkilendirilmemiştir (Güvenilir Kaynak). Başka bir çalışma, Tayland’da artan MSG alımını, kilo alımına ve metabolik sendroma bağladı. Ancak metodolojik kusurlar nedeniyle bu çalışma eleştirildi (Güvenilir Kaynak, Güvenilir Kaynak).
MSG’nin Etkisi ve Glutamat
İnsanlarda yapılan kontrollü bir çalışmada, MSG kan basıncını yükseltti ve baş ağrısı ve mide bulantısı sıklığını artırdı. Bununla birlikte, bu çalışmada gerçekçi olmayan yüksek dozlar kullanılmıştır (Güvenilir Kaynak).
Burada şunu söyleyebiliriz. Deney şartlarına göre sonuçlar değişir. Nasıl bir sonuç istiyorsanız ona göre bir deney kurgusu yapabilirsiniz. Dozlarla oynarsınız, deney hayvanlarını değiştirirsiniz, saf, ekstre ya da karışım olarak etken madde verirsiniz gibi…
MSG’nin, obezite veya metabolik bozukluklarla bağlantısı hakkında tam iddialarda bulunulmadan önce daha fazla insan çalışmasına ihtiyaç vardır.
2016 yılında araştırmacılar MSG’nin herhangi bir miktarının genotoksik olduğunu, yani hücrelere ve genetik materyalin yanı sıra bir tür beyaz kan hücresi olan insan lenfositlerine zarar verdiğini buldu.
2015 yılında yayınlanan hayvanlarda kronik MSG tüketiminin böbrek hasarına yol açtığı bulundu.
Başka bir hayvan çalışması MSG tüketmenin, beyindeki ruh hali ve duyguları etkileyen bir nörotransmiter olan serotonindeki değişiklikler nedeniyle depresif benzeri davranışlara yol açabileceğini ortaya çıkardı.
2014 yılında Klinik Beslenme Araştırması kronik kurdeşen yaşayan küçük bir grup insanda MSG ile alerji reaksiyonları arasında bir bağlantı sundu. Alacağınız cevap soruyu kime sorduğunuza bağlı olarak değişir. MSG ya tamamen güvenli ya da tehlikeli bir nörotoksindir. Gerçek, ikisinin arasında bir yerde yatıyor.
Kanıtlar, MSG’nin makul miktarlarda güvenli olduğunu göstermektedir. Ancak megadozlar zarar verebilir. MSG’ye olumsuz tepki verirseniz ve alerji tepkisi verirseniz onu yememelisiniz. MSG’nin genellikle işlenmiş ve düşük kaliteli yiyeceklerde bulunduğunu unutmayın. Bu durumda kaçınmanız veya sınırlamanız gerekir. Çünkü kalitesiz gıdaları size lezzetli göstererek satmaya çalışıyor olabilirler. Çok lezzetli olabilir ama bu onun sağlıklı olduğu anlamına gelmiyor. MSG, yiyeceklerin tadını iyileştirmek ve biraz da kandırmak için kullanılan bir gıda katkı maddesidir. Daha düşük kaliteli veya daha az taze içerik kullanılırsa lezzetten ödün vermediği için gıda endüstrisi için önemli bir katkı maddesi haline gelmiştir.
Zaten bol miktarda dengeli bir diyetiniz varsa, MSG alımı konusunda endişelenmenize gerek yok.
Kendinize ve aklınıza mukayyet olunuz.
Yazımız Devam Edecek…