Karpuz, Suyu ve Kabuğu
Karpuz, suyu ve kabuğuyla bir bütündür. Karpuz vücudu hücresel düzeyde etkili bir şekilde nemlendiren, detoksifiye eden mükemmel bir meyvedir. Akciğer, ağız, pankreas, prostat, endometriyal ve kolon kanserinden koruma sağlamak için gerekli olan A /C vitaminlerinin yanı sıra likopen, beta-karoten ve lutein bakımından da zengindir.
Siz hangi tür karpuzu seviyor sunuz?
Kızıl Tatlı (kırmızı); Malali (somon), Tendersweet (turuncu); Sarı Bebek (sarı); Beyaz Mucize
Önemli Bilgi: Likopen deyince herkesin aklına domates gelir. Ancak karpuza dikkat!!! Likopeni yüksek meyve ve sebzeler nelerdir? domates, karpuz, pembe greyfurt pembe guava, ve kuşburnu.
Karpuzun iltihabı önemli ölçüde azalttığı, ödemi atmasına yardımcı olduğu, kilo kaybına yardımcı olduğu ve depresyonu hafiflettiği de bilinmektedir. Karpuz ayrıca bağışıklık sistemini güçlendirebilir.
Karpuz, serbest radikal moleküllerini nötralize eder, kronik hastalıkların önlenmesine yardımcı olan antioksidanları içerir. Ve karpuzun kabuğu, yüksek oranda organik sodyum içerir.
Domates ve karpuz bolca tüketilen ürünler arasındadır ve sadece diyet likopeninin değil, aynı zamanda sağlık açısından faydalı birçok biyoaktif madde içerirler.
Özellikle sağlığı teşvik edici özellikleri nedeniyle, “fonksiyonel” olarak kabul edilen meyve ve sebzeler giderek daha fazla dikkate alınmaktadır.
Karpuz [ Citrullus lanatus (Thunb.) Matsum. & Nakai var. lanatus] meyveleri diyetimize sık sık antioksidan ve besin değeri yüksek biyoaktif madde alımına katkıda bulunan taze veya işlenmiş ürünler olarak girer.
Karpuzdaki Fenolik bileşiklerinin işlevlerinin karmaşıklığı hala tam olarak anlaşılamamıştır, ancak antioksidanlar, yapısal polimerler, renklendirici pigmentler, toz tutucular veya zararlılara karşı kovucular veya UV-ekranlar, simbiyoz başlangıcında sinyal bileşikleri ve bitki-mikrop etkileşimleri gibi temel roller saldırganlara karşı savunma silahları olarak önerilmiştir .
Ayrıca fenolikler, meyve ve sebzelerdeki çeşitli organoleptik özelliklerden sorumludur ve antioksidan, antienflamatuar, anti-alerjik, anti-aterojenik, anti-trombotik ve anti-mutajenik etkileri nedeniyle sağlığı teşvik eden bileşikler olarak büyük ilgi uyandırmıştır. Fenoliklerin diyetle alınması, kardiyovasküler, nörodejeneratif ve neoplastik hastalıklar da dahil olmak üzere birçok kronik patolojinin insidansını azaltmaktadır. Ayrıca beyaz kan hücrelerinin çoğalmasını ve sitokinlerin veya diğer savunma faktörlerinin üretimini etkileyerek insan bağışıklık sisteminin modülasyonunda rol oynarlar.
Buna göre, yetiştiriciler bazı ülkelerde, tüketicilerin yüksek kaliteli meyve ve sebzelere artan ilgisine yanıt vermek için, profili geliştirmek ve yeni piyasaya sürülen elit çeşitlerinde belirli fenoliklerin içeriğini arttırmak için çalışmalar yapmaktadırlar.
Karpuz’u nasıl tüketelim?
Çok basittir.
İçini yiyin.
Kabuğunu sakın atmayın.
Kabuğun en dış yeşil kabuğunu soyun, beyaz süngerimsi kısmını parçalayıp suyunu çıkarın.
Taze olarak bekletmeden afiyetle için.
Kendiniz, aileniz ve çocuklarınız antioksidana doysun.
Hücreler ve hücre matriksi bayram etsin.
Bir Öneri
Diyabet hastaları karpuz yemekten korkarlar.
Ancak, beyaz kısmını gönül rahatlığıyla tüketebilirler.
Diyabet hastalarının “kırmızıyı yemeyeceksem beyazını neyleyeyim,” dediklerini duyar gibiyim.
Şeker hastalığı otoimmün bir hastalık olduğu için antioksidan bileşikler (karpuz suyunda bolca var) kronik hastalıkların tedavisinde çok önemlidir.
Tavsiyemiz kırmızı olmasa da lütfen beyaz kısmından bolca tüketmenizdir.
Karpuz kelek çıkarsa yine de tüketebilir miyiz?
Hayır! Siz yine de risk almayın. İyi karpuzun beyaz taraflarını tadını çıkarın.