İnsan Yürümek için Doğmuş Bir Canlıdır
Orman banyosu mu? İnsan yürümek için doğmuş bir canlıdır, dedik ya. Bu yüzden adına Latince homo sapiens erectus demişler. Ayakta duran ve düşünen insan.
Aklın yolu birdir derler. Meselenin önemini kavrayan Hipokrat asırlar önce söylemiş: İnsan oğlunun en iyi ilacı yürümektir. Egzersiz, idman, spor, yürüyüş… Adına ne dersek diyelim yerinde bir aktivite hem fiziksel hem de ruh sağlığımıza iyi gelir. Genlerimize bile…
Orman banyosu terimi Japonya’da 1980’lerde shinrin-yoku (“orman banyosu” veya “orman atmosferine girme”) adı verilen fizyolojik ve psikolojik bir egzersizle olarak ortaya çıktı. Amaç iki yönlü idi: teknoloji patlaması tükenmişliğine ekopanzehir sunmak ve bölge sakinlerine ülkenin ormanlarıyla yeniden bağlantı kurmaları ve onları korumaları için ilham vermek.
Egzersiz yaptıkça kaslardan myokin adı verilen proteinler salgılanır: Örneğin; interlökin 6. Fiziksel aktivite sonrası kanda interlökin 6 düzeyi 10 kat kadar artar. İnterlökin 6, midenin boşaltmasını yavaşlatır, karın yağı denilen viseral yağ dokusunu azaltır.
Orman Banyosu ‘nun Hormetik Etkisi
Yani; egzersiz bazen yararlıdır, bazen değil. Yerinde bir egzersiz beden, ruh ve zihninize iyi gelirken aşırısı veya bilinçsizi bu etkiyi vermez. Bilim dünyası bu etkiye “soul crushing despair” ( ruhu ezen mutsuzluk) adını vermiş. İnterlökin 6 miktarı aşırı artarsa vücutta yangın çıkabilir. Tıp dilinde inflamasyon denilen bu yangın, neredeyse bütün hastalıkların anasıdır. Kronik yani müzmin hale gelmiş bir inflamasyon insana yapmadığını bırakmaz.
Egzersiz için illa bir spor salonuna üye olmanıza gerek yoktur. Evinizde de birçok şey yapabilirsiniz. Ofisinizde hep oturmak yerine ayağa kalkıp iki dakikalık, basit nefes egzersizleri yapmak çok yararlı olur. Asansör ve yürüyen merdiven spor salonlarında bulamayacağınız harika idman aletleridir. Aynı bina içindeyseniz arkadaşınıza, komşunuza mail veya mesaj yazmak yerine masasına veya kapısına kadar gidip kısa bir yürüyüş yapabilirsiniz. Hiçbir şey yapamıyorsanız sadece ayağa kalkın ve durun. Çünkü ayakta kalmak oturmaktan yüzde 40 daha fazla kalori yakmanızı sağlar.
Bunu da yapmıyorsanız size yapacak bir şey kalmamıştır…
Acilen sporu bırakın ve irade egzersizlerine başlayın… Çünkü bütün öneriler sizin irade gücünüze bağlıdır.
Havalar soğuyunca dışarıda egzersiz yapmak insana zor gelir. Islak, yağmurlu, nemli kasvetli bir hava aktivite yapma arzunuza ket vurabilir. O zaman Amazon yerlileri gibi olamasanız da evde yapacak bir şeyler mutlaka bulacaksınız: Çocuğunuzla oynayabilir, aerobik yapabilir ya da balkondaki çiçeklerle ilgilenebilirsiniz. Parkta çocuğunuz oynarken elinizde cep telefonu bir bankta oturmak yerine siz de onunla oynayabilirseniz çok şey yapmış olursunuz.
Amazon yerlileri bir spor salonuna gitmiyorlar. Günde 17 bin adım atıyorlar. Bu da onları kalp damar hastalıkları riski açısından dünyada en son sıraya atıyor.
Kısacası, bilim insanlara diyor ki: “Adınıza yaraşan bir hayat sürün: Ayağa kalkın, hareket edin ve düşünün… Çünkü siz bir erectus sapiens’siniz“.
Kalk, Doğrul ve Dimdik Dur!
Egzersizin bir de felsefi yönü var. Yürüme meditasyonunun kökenleri binlerce yıl öncesine dayanır. Aslında yürüme bir farkındalık pratiğinin parçasıdır. İnsanın nefes alıp verirken adımlarını atarken çevresiyle bir olması ve kendini anlama gayretidir. Kısacası yürümek aslında içimize doğru bir yolculuktur. Beden ve ruh sağlığımıza birebirdir.
Uzun ince bir yoldayız, gidiyoruz gündüz gece…
Kutsal metinlerde bile hiddetlenince ayağa kalkıp yürümemizin ruh çöküntüsüne iyi geleceğinden bahsedilir.
Yürümenin Felsefesinde bakın ne diyor, filozof Frederic Gros;
“Nietzsche’nin Kara Orman’da yürürken göz çukurlarına dolan mutluluk gözyaşları, Rimbaud’nun tahta ayağıyla açılacağı çöllere dair kurduğu düş, yasaklı Rousseau’nun Alpler’deki adımları, Thoreau’nun Walden’daki gezintisi, Nerval’in dar sokaklardaki aylaklığı ve daha niceleri… Aylaklar, göçebeler, sürgünler, hacılar, kaçaklar, seyyahlar, münzeviler ve mülteciler hep yürüyorlar… Yürümek iki mesafe arasında gidip gelmek değil ufku açıcı bir eylemdir. Hem kendi yalnızlığımıza çekildiğimiz hem de toplum olarak bizi dönüştürecek bir ayağa kalkıştır. İki büklüm vücudun karşısında dikilmeye çalışan, attığı her adımda yeryüzünün gerçek bir parçası olduğunu fark eden Homo Viator’un eylemidir. Çünkü yürüyen insan kendi üzerine çöken kaygı, haset ve korku yumaklarını çözer, varlığını yeryüzünün ebediyen yeni olan kalbine düğümler. Yürüyoruz, işte bu düğümü atmak için.”
AVM mi ORMAN BANYOSU mu?
Bazı okuyucularımızın serzenişlerini duyar gibiyiz. Sanki Japonya’daki ormanlar biz de var da gitmedik mi? Banyo almadık mı? Hanabi yapıp momiji görmeye gitmedik mi?
Biz gitsek gitsek AVM banyosu ya da şehir banyosuna gideriz.
Dikkat, AVM ile ORMAN arasındaki tercih yine sizin iradenize kalıyor…
Ama biz yine de size Istıranca, Toroslar, Belgrad ormanları, Kaz Dağları, Devrek’ten Artvin’e bütün Karadeniz ormanlarını öneriyoruz.
ORMAN BANYOSU İÇİN KAYNAKLAR
- https://www.tzv.org.tr/ EGZERSİZ REÇETESİ
- https://www.healthline.com/health/benefits-of-walking#mood-enhancer YÜRÜMENİN 10 FAYDASI
- https://www.ogm.gov.tr/ekutuphane/Yayinlar/Orman%20Atlasi.pdf OGM ORMAN ATLASI
- https://www.nationalgeographic.com/travel/lists/forest-bathing-nature-walk-health/ ORMAN TERAPİSİ
- https://www.natureandforesttherapy.org/ ORMAN TERAPİ DERNEĞİ
- https://www.forestbathinghi.com/ ORMAN TERAPİ REHBERLERİ