Soğuklar kapımızı çalıyor. Güneşli gün sayısı azaldı. Sobalar kombiler yanmaya başladı, kapalı ortamlarda daha çok vakit geçirmeye başladık.
Peki bedenimiz kışa ve soğuklara hazır mı? İlaç tedavisi görüyorsak hastalıklarımız mevsimler geçişlerden etkileniyor mu? Bu konuda daha önce paylaştığımız blog yazılarımıza bakabilirsiniz.
Bağışıklık sisteminizi sonbahar mevsimine hazırlamanıza yardımcı olacak önemli ipuçları bu yazımızda.
COVID sonrası hayata bakışımız değişti. Birçok yeni trendler ortaya çıktı. Sağlık mega trendlerinden biri de bağışıklığı güçlendirmek oldu. Bitkisel çaylardan takviye ve vitaminlere kadar tüketim artışları oldu.
İlk önce vücudun doğal bağışıklığını aktive etmek ve desteklemek için çalışıyoruz. Sonrasında gerek hekimlik sanatına uygun olarak ve tedavi planına uygun görülürse takviye ve vitamin önerileri sunuyoruz.
DOĞAL YÖNTEMLERLE BAĞIŞIKLIĞIMIZI ARTTIRMAK İÇİN BASİT ÖNERİLER
1-VİTAMİN VE ANTİOKSİDAN AÇISINDAN ZENGİN SONBAHAR VE KIŞ YİYECEKLERİNİ FAZLA TÜKETİN.
Bal kabağından kuşkonmaza, muşmula alıçtan nar ve ayvaya sonbahar onlarca renkli gıdaya ev sahipliği yapıyor. Çeşitli ve dengeli bir diyete sahip olmak yalnızca sonbahar mevsimine özgü bir şey olmamakla beraber vitamin ve mineral açısından zengin yiyecekler yıl boyunca diyetinizde sabit olmalıdır. Meyve ve sebzeler bunun anahtarıdır. Özellikle antioksidan açısından zengin olanları seçmeliyiz. En önemli üç antioksidan havuç yani beta-karoten, portakal limon yani C vitamini ve yeşil sebzeler yani E vitaminidir. Bunlar çoğunlukla mor, mavi, kırmızı veya sarı renkteki meyve ve sebzelerde bulunur. En iyi çiğ veya buharda pişirilerek yenir.
2- YETERLİ SU İÇMEK ÖNEMLİDİR
Kışın çok su içmek aklımıza gelmez.
Yazın, genellikle içmemiz gerektiğini hatırlatmamıza gerek kalmaz, sıcaktan kaynaklanan susuzluk hissi bize hatırlatır. Kış günlerinde bu doğal alarm zilimiz yoktur ve susuz kalmamak daha yoğun bir çaba gerektirir. Çoğu insan kışın susuz kalma riskimiz olmadığına yanlışlıkla inanır, ancak yılın herhangi bir zamanında yeterli sıvı alımının önemini hafife almamalıyız. Su içme konusu her şeyde olduğu gibi çok bireyseldir- her birimizin farklı bir vücut ağırlığı, genetiği, boyu ve yaşı vardır. Bebeklikten yaşlılığa gebelikten spora su ihtiyaçları günden güne değişir. Ek olarak, sıvı ihtiyacı fiziksel eforla da artar. Susuz kalmanın belirtileri arasında susuzluk, ağız kuruluğu, baş ağrısı veya koyu renkli idrar bulunur. Aşırı durumlarda, dolaşım yetmezliği riski vardır. Yaşlılar özellikle susuz kalma riski altındadır. Hastalarımız ve danışanlarımıza kendilerine özel bir su takvimi çıkararak bilinçli ve doğru su tüketim alışkanlığı kazandırmaktayız.
3- AKTİF MİYİZ?
Artık herkes biliyor. Fiziksel aktivitenin vücudumuz için sayısız faydası vardır. Kas gücünü artırır, uykuyu ve ruh halini iyileştirir ve mutluluk hissi uyandırır. Haftada en az 3-4 kez düzenli egzersiz yapmak kalp damar sağlığını destekler. Spora yeni başlıyorsanız, vücudunuzu zorlanmaya hazırlamak için bunu yavaş yapmalısınız. Spor ve egzersize vakit bulamasanız bile yürüyüş ve evde basit esneme germe hareketleri ile kendinizi zinde tutabilirsiniz.
4- YETERLİ VİTAMİN VE MİNERAL ALDIĞINIZDAN EMİN OLUN
Yoğun hayat koşuşturması içinde dengeli beslenemiyor veya evde yemek yapamıyorsanız Bağışıklık sistemimizi doğru takviyelerle de destekleyebiliriz. Ancak, bunları almadan önce her zaman doktorunuza danışın. Tedavinizi kişiselleştirin. Takviyelerin aşırı kullanımı veya yanlış kombinasyonu yarardan çok zarar verebilir. Bağışıklık üzerinde olumlu etkisi olan D vitamini kış aylarında faydalıdır. C vitamini metabolizmayı ve bağışıklık sisteminin normal işlevini destekler. Bu vitaminlerin çoğu sonbahar meyve ve sebzelerinde bolca bulunur. Sonbahar, bağışıklık sisteminizi güçlendirmeye yardımcı olabilecek bol miktarda besin açısından zengin, mevsimlik ürün sunar. Balkabağı, kabak, elma, tatlı patates, turplar ve kara lahana gibi yiyecekler sadece lezzetli olmakla kalmaz, aynı zamanda vitamin ve antioksidanlarla doludur.
5- STRESTEN KAÇININ
Sağlığımızın baş düşmanı strestir. Ve genellikle pozitif ruh halimiz bizi terk eder ve sonbahar hüznü kendini göstermeye başlar. Günler kısalır, hava soğur, enerjimiz azalır, stres çekeriz. İşten, okuldan ve sınavlardan veya yaklaşan tatillerden. Vücudumuzun daha fazla psikolojik strese maruz kaldığımızda savunma sistemi, kalp çarpıntısı, korku, göğüs ağrısı veya sindirim sorunları gibi belirli fizyolojik belirtilerdir. Bu nedenle, tavizsiz sonbahar havasında bile kendimize ve hobilerimize zaman ayırmaya çalışmamız son derece önemlidir. Bazı insanlar yogada en iyi şekilde rahatlar, diğerleri karate dersinden veya güzel bir filmden hoşlanır.
6- DOSTLARINIZLA VAKİT GETİRİN- İLAÇSIZ BAĞIŞIKLIK DETOKSU
Sevdiklerinizle vakit geçirmek uzun kış gecelerinde sohbet etmek bağışıklığı destelerken ömrünüzü uzatır. Yalnızlık sigara kadar tehlikelidir. Kış ve uzun güz akşamları sosyalleşmek ve insan ilişkilerini güçlendirmek için size fırsatlar sunar. Bu fırsatı kaçırmayınız.
7- TURŞULAR PEKMEZLER ÇORBALAR
Fermente gıdalarda bulunan probiyotikler, doğrudan bağışıklık fonksiyonuyla bağlantılı olan bağırsak sağlığını destekler. Sonbahar, yoğurt, kefir ve lahana turşusu gibi probiyotik açısından zengin yiyeceklerin tadını çıkarmak için harika bir zamandır. Sıcacık bir tarhana çorbasının yanında ev yapımı bir turşu hücrelerinize bayram ettirir.