SuperAger veya süper yaşlılar terimi insana Barış Manço’nun Süper Babaanne şarkısını hatırlatıyor.
Ufacık bir yuva, nohut oda bakla sofa.
Ama sapasağlam ayakta.
Tüh tüh tüh tüh maşallah nazar değmez inşallah.
Kendilerinden 20 ila 30 yaş küçük insanlar kadar keskin beyinlere sahip olan ‘Süper Yaşlıların’ Sırlarını herkes merak eder.
Northwestern Üniversitesi araştırmacıları tarafından türetilen bir terim olan SuperAger olmak için, bir kişinin 80 yaşın üzerinde olması ve kapsamlı bilişsel testlerden geçmesi gerekir. Süper Yaşlı onayı, yalnızca kişinin hafızası, 50’li ve 60’lı yaşlarındaki bilişsel olarak normal insanlar kadar iyi veya onlardan daha iyi ise gerçekleşir.
Feinberg Tıp Okulu’ndan Psikiyatri profesörü bilişsel sinirbilimci Emily Rogalski’ye göre, SuperAger’ların olağanüstü epizodik belleğe yani günlük olayları ve geçmiş kişisel deneyimleri hatırlama yeteneğine sahip olması gerekiyor, ve SuperAger’ların diğer bilişsel testlerde en azından ortalama performansa sahip olması gerekiyor. SuperAger programına başvuran kişilerin yalnızca yaklaşık %10’u bu kriterleri karşılıyor.
Süper Yaşlıları ortalama yaşlılarla karşılaştırılmıştır. Benzer IQ seviyelerine sahip olduklarını, bu nedenle gördüğümüz farklılıkların sadece zekadan kaynaklanmadığını belirtmek önemli.
Süper yaşlı projesine kayıt olup onay alındıktan sonra beynin renkli 3D taramaları alınır ve bilişsel testler ve beyin taramaları her yıl tekrarlanır. Yıllar boyunca verilerin analizi büyüleyici sonuçlar vermiştir.
“Kalın” Kafalar
Çoğu insanın beyni yaşlandıkça küçülmekte. Bununla birlikte, SuperAger’da yapılan araştırmalar, düşünme, karar verme ve hafızadan sorumlu korteksin 50’li ve 60’lı yaşlardaki insanlara göre çok daha kalın kaldığını ve daha yavaş küçüldüğünü göstermiştir.
Bir SuperAger’ın beyni, genellikle ölümden sonra katılımcılar tarafından araştırma programına bağışlanmakta. Entorinal korteks daha büyük, daha sağlıklı hücrelere sahiptir. Northwestern’de psikiyatri ve davranış bilimleri yardımcı doçenti Tamar Gefen “bu beyin bölgesi Alzheimer hastalığı tarafından ‘vurulan’ beynin ilk alanlarından biridir” diyor.
Entorhinal korteksin başka bir önemli hafıza merkezi olan hipokampus ile doğrudan bağlantıları vardır. Hafıza ve öğrenme için gereklidir”.
Çalışma ayrıca, SuperAger beyinlerinin, bilişsel olarak sağlıklı kontrollerin beyinlerinden üç kat daha az tau düğümüne veya sinir hücrelerinde anormal protein oluşumlarına sahip olduğunu da buldu. Tau düğümleri veya plakları, Alzheimer ve diğer demansların ayırt edici bir özelliğidir.
Entorhinal korteksteki daha büyük nöronların, daha sağlam oldukları ve belki de nörofibriler tau yumağı oluşumuna dayanabileceklerini öne sürülmekte.
Fil Beyni Gibi
Gefen ve ekibi ayrıca SuperAger’ların beyinlerinde, fillerde, balinalarda, yunuslarda ve ötücü kuşlarda bulunan nadir bir beyin hücresi türü olan çok daha fazla von economo nöronuna sahip olduğunu buldu. Tirbuşon benzeri von economo nöronlarının beyinde hızlı iletişime izin verdiği düşünülmekte. Başka bir teori, bu nöronların insanlara sosyal durumlarda sezgisel bir avantaj sağlamasıdır.
Genetik Bağlantı
Von economo nöronları, beynin önünde bilişsel, muhakeme tarafını duygusal, hisseden tarafa bağlayan bir halka oluşturan anterior singulat kortekste bulunmakta. Anterior singulatın duyguları düzenlemek ve dikkati vermek için önemli olduğu düşünülmekte.
Gefen, birlikte ele alındığında, bu keşiflerin bir SuperAger olmak için genetik bir bağlantıya işaret ediyor gibi göründüğünü söyledi. Ancak şunları ekledi: “Süper Yaşlananların daha büyük entorhinal nöronlarla doğup doğmadığını doğrulamanın tek yolu, bu nöronları doğumdan ölüme kadar ölçmek olacaktır. Açıkçası bu mümkün değil.”
Çevre, Bir Rol Oynayabilir Mi?
Feinberg’deki Bilişsel Nöroloji ve Alzheimer Hastalığı Merkezi’nin müdür yardımcısı olan Rogalski, SuperAger’ların benzer özellikleri paylaştığını söyledi. Bu insanlar fiziksel olarak aktif kalır. Olumlu olma eğilimindedirler.
Her gün yeni bir şeyler okuyarak veya öğrenerek beyinlerine meydan okuyorlar. Çoğu 80’li yaşlarına kadar çalışmaya devam ediyor. Super Ager’lar aynı zamanda aile ve arkadaşlarla çevrili sosyal kelebeklerdir. Genellikle topluluklarda gönüllü olarak bulunabilirler.
Süper Yaşlananları normal yaşlılarla karşılaştırdığımızda, onların başkalarıyla daha olumlu ilişkiler kurma eğiliminde olduklarını görürüz. Bu sosyal bağlılık ve hareketlilik, SuperAger’ları hala iyi durumda olan ancak bizim ortalama veya normal yaşlı dediğimiz kişilerden ayıran bir özellik olabilir.